Gezi Direnişi demini almadan evvel ben, onca genci, çocuğu, dostu, aman birşey olmasın diye, ekran başında ve twitter da kollayıp gözetirken -ki biliyorum hepsine enerjim gitti, bir tık bile olsa yaşama güç veren bir kalp atımı olarak sevgim ulaştı. Biliyorum. Öyle eminim.-blogla ayrıldık bir süreliğine.
Sonra yola çıkan benim ayaklar çekti aldı enerjimi; anne-baba, kardeş-görümce, eş-dost, Bursa-Antalya yapıp, başka bir enerjiyle evine döndü. Eller, parmaklar da döndü işte ve yazıp yazıştırıyoruz hep beraber.
Başka illerdeyken başka yaşıyor ya insan, alışkanlıkları sürdürmek zor oluyor.
Ben, şu üstteki boşlukta, hani kalbim kadar, kalbiniz kadar temiz boşlukta bir aylık anıları, işleri, yaptıklarımı ve yapamadıklarımı ve en son da kesilen elektrik sonucu kokan buzdolabını düşündüm, düşündüm, düşündüm ve oraya yazamadım.
Neyse, ne yapsam da dağınık zihnim yüzünden yazacaklarımı hızlıca düşünüp, üzerinden tekrar geçemeyen ben, daha uzun yazamadan şimdilik huzurlarınızdan ayrılıyorum.
.