ÇAY FİNCANI

Çarşı pazar dolaşayım dedim bugün. 

Dişim için de kontrole gitmem gerekiyordu.

Hava yağmurlu, ortalıkta bıraktığim uygun tek ayakkabı da topuklu.

Giy be dedim kendikendime.

Biraz ayaklarım ağrıyıversin ne çıkar,  güzel  görünmenin de bir bedeli olacak elbet diye giydim çıktım.
İlk bir saat iyiydi, ikinci saat de.
Yağmurla birlikte patinaj yapa yapa yürümeye başlayınca,
ayaklar ağrımaya başladı tabii.
İçimden sürekli konuşuyorum ama;
az kaldı, acını belli etmeden yürü,
ha kızım Eda, şu köşeyi de dönünce tamamdır,
öbür sokağa mı girseydim?

Böyle böyle aradığım yeri bulamadan
kendimi Harikalar Pazarı' na attım.
Her türlü cezbedici ürünün, ihtiyaç malzemesi ve ıvır zıvırın olduğu bir yer.
İşte bu güzellik de orada çıktı karşıma.

Fotoğraflar malum, daha şişman ve çirkin gösteriyor.
Bu güzel kız da buradakinden daha güzel aslında.
Yazarken biryandan da çayımı içiyorum.
Arada bir de çaya büskivi batırıp yiyorum.
Mmmm...

E, o kadar enerji, kalori, ayak sağlığı, ruh sağlığı harcadım değil mi?
Yerine koymam lâzım.

Ama bugün bir kez daha aydım ki o da şudur,
kız kısmına topuklu ayakkabı giymeyi evvelden öğreteceksin.

Sağlıcakla kalın.
Ayaklarım ve ben biraz dertleşeceğiz.


.