Dün, ben, sevgi kelebeği şeklinde,
o çiçek senin bu çiçek benim kona kona, toplaya toplaya eve gelmiştim.
Bir güzel vazoya yerleştirip fotoğraflamış ve sizlerle de paylaşmıştım.
Tam fotoğraf çekmeyi bitirmiştim ki, kedicikler vazoyu devirmiş, ortalık dağılmıştı.
Kediseverler bilir, kediler kendilerini ot yiyerek tedavi ederler.
Bizimkiler de başladılar bu kuru ot dallarını yemeye.
Ben oraya koştur, buraya koştur, yemek işine bak, mutfağı toparla, Şimal' in çıkışına gecikme diye kendimi harabederken, bazı yerlerde hâlâ otlar, dallar kalmış halde evi terkettim.
Oradan pazara gittik vs.
Eşimle birlikte eve girdik ve otlardan gözü dönen benim 'datlı eşim', şaşkına döndü.
Neyse, biraz kendini toparlayıp benim vazolarıma bakıp,
"Canım, sen de bir dışarı çıkıyorsun, ot-çöp ne varsa getiriyorsun!" dedi.
Tabii ben estetik kaygılarının benimkiyle örtüşmediğini, oysa ne de güzel kontrast ve hatta derinlik kattığını, proporsiyonunun bulunduğu mekâna denge getirdiğini falan kabaca anlattım.
Siz tahmin edersiniz artık :)
Bir bakın cancağızlarım, eve getirmeyeyim de kurda kuşa mı yem edeyim.
(Normali buysa bu, napalım yani!)
Nasıl yakaladım di mi "E, tabii." diyenlerinizi.
İşte çöpe gitmeden önceki halleri.
Aslında çöpe atmazdım daha da, Turunç' cum dikenli dalları yemeye çalışıp habire tıksırıyordu.
.
Fotoğraf çekimlerine bayılıyorum:)
YanıtlaSilÇok tatlısınız yz, çok yaşayın emi:)
YanıtlaSilbiz seni çok iyi anlıyoruz :) sanatsal çalışmalara devam sevgileer :)
YanıtlaSilWonderful photos) A very gentle ...)
YanıtlaSilkedilerle ilgili yeni bişey daha öğrendim..ve çok hoşsunuz ailecek.öptüm
YanıtlaSilBoşver anacııım, çöpçünün halinden çöpçüler anlar :))
YanıtlaSil